Tamam acıdım, Grönland ve Yeni Gine imiş.
Her an değişen planlarımız yada plansızlığımız bizi buralara kadar getirdi. Buraya gelen çok fazlaTürk yokmuş, şuan Kota Kinabalu'dayız ve kaldığımız hostel sahibi ilk Türk misafirlerimsiniz dedi :O
He bir de ilk durağımız Mulu National Park'da biz göremedik ama orada tanıştığımız Alman çiftin söylediğine göre iki Türk gelmiş ilk gece kaldığımız yere. Belki Sipadan adasında falan karşılaşırız, dünya küçük, denk gelir de okursanız ses verin! :)
Ada hakkında kısa bir araştırma yapınca, başlamak için ilk noktayı Sarawak, Miri olarak belirledik. Buradan Mulu National Park'ı görmeye gidebiliriz ama yarım saatlik bir uçuşla. Neden mi çünkü kara yolu yok! Mas Airlines diye bir firma var sadece, her gün iki uçuşları var Miri'den Mulu'ya.
Çantaları bıraktıktan sonra parka girdik, 30 ringgit karşılığı bir bileklik takıyorlar kolunuza ve orada bulunduğunuz süre boyunca çıkartmamanız gerekiyor, kaybolursa yeniden satınalmak zorundasınız. Birkaç günlük gezi planını oluşturduktan sonra Hintli bir çocukla daha tanıştık ve akşam hep beraber 6 kişi gece yürüyüşü yapalım dedik. Yol zaten belli, işaretlerle de gösteriliyor, Night Walk için para ödemenize hiç gerek yok yani. Hava kararmadan etrafı dolaştık biraz ve hemen yan tarafta yarı fiyatına bir guesthouse bulunca ertesi gün taşındık hemen.
Akşam ellerimizde fenerlerle çıktık ve gündüz ses seda olmayan ormanda sanki dev bir orkestra kurulmuş! Bir sürü örümcek, akrep, dev karıncalar, sopa böceği denen ve inanılmaz şekilde kamufle olabilen böceğin birçok çeşidi, kurbağa, kertenkele, yılan, kuş ve daha neler neler hangi birini sayayım, her biri birbirinden ilginçti. Burada her şey büyük; ağaçlar, canlılar, eğrelti otları bile :)
Buradaki çeşitlilik inanılmaz güzellikte. Yürüdükçe yürüyesi geliyor insanın. Bunlar da gün içerisinde karşılaştığımız yolcular..
TIRTIIIIIIIL |
Resim yazısı ekle |
TIRTIIIIIIIIL |
VE BİR TANE DAHA TIRTIIIL :) |
YAN PROFİL BİLDİĞİN CADI! |
Öğleden sonra dünyanın gezilebilen en büyük mağarasındayız. Deer Cave. İçine girince yıllar içerisinde binbir emekle milyonlarca yarasanın oluşturduğu bok dağlarını göreceksiniz. Çok büyük, inanılmaz bir yer. Akşama doğru yarasaların gruplar halinde mağaradan çıkışını seyretmek keyifli, şanslıysanız yukarılara bakarken kaya tırmanışı yapan bir kaç maymun da görebilirsiniz :)
Sonraki gün Canopy Walking. Yüksek ağaçlar arasına kurulmuş köprülerde yürüyüp, etrafı seyrediyorsunuz. Biz pek birşey göremedik ama yüksekte olmak güzeldi.
Hedefimiz kuzeye doğru devam etmek, Sabah eyaletinde Kota Kinabalu dağına çıkarız diye düşündüğümüzden uçak biletini ayarladık sonraki gün için Kota Kinabalu'ya.
Ertesi gün çok erken kalkıp yaklaşık 2km uzaklıktaki şelaleye yürürüz, buradan ayrılmadan biraz yüzeriz dedik ama uyanamayınca koştur koştur gidip birkaç fotoğraf çekip koştur koştur havaalanına gidebildik ancak. Aslında buraya şelale demek haksızlık, ufak bir su döküntüsü :) Şelale şimdilik budur arkadaş!
Şimdi Kota Kinabalu'dayız ama hava kötü, sürekli yağmur yağıyor ve haberlere göre 1 hafta sürecek.. Tam da hava ne iyi gidiyor şanslıyız diyorduk:/ Ama burada yapacak şey çok, moral bozmak yok :) Bak yine başladı gümbür gümbür, yağmur da keyifli be!
Bu arada gitmeyi düşünenler, Borneo hakkında bizim de yararlanmış olduğumuz bazı bilgileri içeren site için, tıklayabilirsiniz.
Emine&Coşkun
Keyifli yolculuklar ve iyi eğlenceler. Borneo özeldir. Bornao, Tazmanya ve Madagaskar benim favori adalarım.
YanıtlaSilBu arada yazını okumadan önce Lucy Backpackers denen suratsız ötesi kadının yerine gitmişiz biz de. İlk Türk misafirimsiniz demişti bir de, hem suratsız hem yalancı yahu;)
SilTeşekkürler! Dediğin gibi çok özel ama çoook pahalı:(
YanıtlaSilGitmediğin yer de yok gibi valla:) O zaman Madagaskar ve Tazmanya'yı da görürüz umarım! Tayland'da mısın? Karşılaşsak güzel olurdu blogundan çok yararlanıyoruz, teşekkürler;)
Çok büyük merakla takip ediyorum ama bir de şu börtü böceği bu kadar çekmeseniz : )
YanıtlaSil:)) böyle bir yorum gelebileceğini tahmin ediyorduk valla. Seviyoruz işte napalım ama sadece önümüze ne çıkarsa onu çektik ki börtü böcek çok fazla burada;)
YanıtlaSilmerhaba.
YanıtlaSilarkadaşları tarafından gezgin diye tanımlanan ve insülin kullanan bir şeker hastası olarak yakından takip ediyorum.
fotoğraflar ve anlatımınız çok güzel gerçekten.
merak ettiğim.
insülin sorununu nasıl çözüyorsunuz ? gittiğiniz ülkelerden mi temin ediyorsunuz ? eğer öyle ise türkiye'ye göre fiyat oranı nasıl ?
çoşkun kardeşime selam ::::::) keyifli gezmeler
İnsülini Türkiye'den tedarik ettik. Hala kullanıyorum. Genellikle gittiğimi yerlerdeki hostellerin buzdolabına bırakıyoruz. Eğer kamp yapıyorsak yakındaki bir markete, restorana ricada bulunuyoruz. Şimdiye kadar kırmadılar. Buralarda insülin biraz pahalı. Hemen hemen her yerde bir kutusu yaklaşık 100 dolar civarında. Humilin ucuz. Lantus daha pahalı.
SilCoşkun KIRAÇ